27 Ağustos 2013 Salı

Haluk Oral'ın Şiir Hikayeleri

  Haluk Oral’ı yaklaşık iki sene önce tanıdım; bir Orhan Veli’yi ziyaret gününde. Aşiyan Mezarlığı girişindeki Orhan Veli büstü önünde, ihtişamlı bıyıklarıyla bizi karşılıyordu.  Aynı gün eve dönüş vaktinde, şair Müslim Çelik’in de bulunduğu araçta bolca edebiyattan konuşmuş ve Şiir Hikâyeleri adlı eserinden o esnada haberdar olmuştum.
  Çok önceleri okumaya başladığım ama; araya başka kitapların girmesi sonucu yarım kalan yapıtın son sayfasını dün akşam kapattığımda, doyumsuz bir edebiyat tadı bırakmayı başarmıştı yazar. Sıcacık bir havası vardı, bitmese daha iyi olacaktı sanki.
  Kitap, anlatı türünün yanı sıra birçok anıya ve daha önce rastlanmamış diyaloglara yer verişiyle de sizi sarmayı başarıyor.
  (…)
  Öztürk Serengil’i filmlerde seslendirerek, onun şöhretinde pay sahibi olan sesin de Mücap Ofluoğlu olduğunu ekleyelim.
  Bu önemli not, Özdemir Asaf’ın halen ezbere söylenen şiiri Lavinia’nın öyküsü esnasında belirtilmiştir. Şairin Lavinia, Oktay Akbal’ın ise Hisya diye nitelendirdiği güzel kadın Mevhibe Beyat’tan başkası değildir. Mevhibe Beyat, Özdemir Asaf’ın kendisine duyduğu aşka karşılık vermemiş, ilk olarak ressam Edip Hakkı Köseoğlu ve sonrasında, yakın tarihte kaybettiğimiz gazeteci yazar İlhan Selçuk’la birlikte olmuştur. Edebiyat tarihimize Lavinia adıyla kazınan Mevhibe Beyat, 11 Eylül 2007’de aramızdan ayrılmıştır.
  Kitabın orta sayfalarına ilerledikçe Ahmed Arif ve Hasretinden Prangalar Eskittim adlı eserin detaylarına inme imkanı buluyorsunuz. Şair her ne kadar kitabına ilk olarak Dört Yanım Puşt Zulası adını düşünse de yakın arkadaşı Ali Özoğuz buna engel olur.
  (…)
  Düşündüm, Ali’ye hak verdim. Madem öyle, kitabımın adı Hasretinden Prangalar Eskittim olsun dedim. Şunu da söyleyeyim, başlangıçta “eskittim” değildi, “çürüttüm”dü o sözcük. Yani Hasretinden Prangalar Çürüttüm. Fakat “çürüttüm” sözcüğünü sevmedim. Bir de bu sözcükte üç tane “ü” geliyor ya arka arkaya, kulağımı tırmaladı.
  Şair Ahmed Arif, 21 Nisan 1927’de doğar ve çok küçük yaşta annesini kaybeder. Babası Arif Hikmet’in ikinci eşi tarafından büyütülür. İlk ve tek kitabı ise; 41 yıl sonra 1968’de basılır: Hasretinden Prangalar Eskittim. Ahmed Arif, eser verişinin gecikme sebebi olarak kendi tembelliğini öne sürerken; kitabın belki de tek reklamı Yılmaz Güney’in 1974’te çevirdiği Arkadaş filmindeki kitapçı sahnesinde Melike Demirağ’a tavsiye edilişidir. Usta şair 2 Haziran 1991’de bizlere veda eder…
  Muhteşem hatıraların anlatıldığı ve mutlaka okunması gereken eserde ayrıca; Pablo Neruda’nın “Nâzım Hikmet’ten sonra çok büyük bir Türk şairi daha buldum. Bütün gece gözüme uyku girmedi” dediği Melih Cevdet Anday ve Tohum adlı şiirinin detaylı analizine bakabilir, Necip Fazıl’ın Kaldırımlar’ı yazmak için kendini neye adadığını öğrenebilirsiniz. Bunun dışında belki Orhan Veli’nin Bella’ya olan karşılıksız aşkı ve Sere Serpe şirinin öyküsünü merak edenler de vardır. Orhan Kemal’in ender bilinen şair yanı ve Bir Beyrut Hikâyesi’ni ve diğer önemli anılara tanıklık etmek için de eşsiz bir kitap sizi bekliyor.
  Şiir Hikâyeleri, Haluk Oral. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

http://yavuzyavuzerkoleksiyon.blogspot.com.tr/ 
http://hicligeprova.blogspot.com.tr/